CINDER - MARISSA MEYER/KİTAP YORUMU
Yazar: Marissa Meyer
Orijinal İsim: Cinder
Çeviri : Deniz Arı
Sayfa Sayısı: 421
İncelemek için: D&R
Puanım: 4/5
TANITIM
GELECEKTE BİLE, HİKAYE
"BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ" DİYE BAŞLIYOR...
İnsanlarla androidlerin yan yana dolaştığı Yeni
Pekin'e hoş geldiniz.
Her ne kadar birlikte yaşamayı başarsalar da türlerin dostluğu sanıldığı kadar kolay değil.
Ölümcül bir veba insan nüfusunu tehdit ediyor.Ay İnsanları, Dünya'yı uzaydan izleyerek doğru zamanı kolluyor.Kimse Dünya'nın kaderinin tek bir kıza bağlı olduğunun farkında da bile değil...
Becerikli bir mekanik ustası olan Cinder, herkesten saklasa da aslında bir sayborg.Üvey annesinin hakaretleri yetmezmiş gibi şimdi bir de üvey kardeşinin hastalanmasından sorumlu tutuluyor.Yakışıklı Prens Kai'in hayatına girmesi ile birlikte, Cinder birden kendini gezegenler arası bir anlaşmazlığın ortasında buluveriyor.Sorumluluk ve özgürlük, sadakat ve ihanet arasında kalan Cinder, Dünya'nın geleceğini koruma altına almak için önce kendi geçmişinin sırlarını açığa çıkarmak zorunda...
Yeniden kurgulanmış bu masalda Külkedisi ile tekrar tanışmaya ne dersiniz?
Her ne kadar birlikte yaşamayı başarsalar da türlerin dostluğu sanıldığı kadar kolay değil.
Ölümcül bir veba insan nüfusunu tehdit ediyor.Ay İnsanları, Dünya'yı uzaydan izleyerek doğru zamanı kolluyor.Kimse Dünya'nın kaderinin tek bir kıza bağlı olduğunun farkında da bile değil...
Becerikli bir mekanik ustası olan Cinder, herkesten saklasa da aslında bir sayborg.Üvey annesinin hakaretleri yetmezmiş gibi şimdi bir de üvey kardeşinin hastalanmasından sorumlu tutuluyor.Yakışıklı Prens Kai'in hayatına girmesi ile birlikte, Cinder birden kendini gezegenler arası bir anlaşmazlığın ortasında buluveriyor.Sorumluluk ve özgürlük, sadakat ve ihanet arasında kalan Cinder, Dünya'nın geleceğini koruma altına almak için önce kendi geçmişinin sırlarını açığa çıkarmak zorunda...
Yeniden kurgulanmış bu masalda Külkedisi ile tekrar tanışmaya ne dersiniz?
YORUMUM
BU KİTAP, TAM
ANLAMIYLA TERS KÖŞE YAPTI.
En azından benim için.
Nedenini bilmiyorum, ama en başlarda kitabın sıradan bir tek kitap olacağını, serinin diğer kitaplarının da diğer karakterlerin aşk hayatıyla ilgili olacağını sanmıştım. AMA YANILMIŞIM.İstediğiniz kadar dalga geçebilirsiniz,kabulüm.
Gerçi nedenini biliyorum aslında.Serinin kitap isimleri karakterlerin isimleri olunca,istemeden de olsa aklım Lola,Isla ve Anna üçlemesine kaydı ve dedim ki, sanırım bu seri de öyle gidecek.
Yani varmaya çalıştığım nokta ,Cinder'ın nihai bir sonla biteceğini, diğer kitapların da diğer karakterleri anlatacağını, ufak ufak da önceki karakterlerle bağlantı kuracağını düşünmüştüm.AMA DEĞİLMİŞ.
Bunun dışında, kitapta beni şaşırtan başka noktalar da vardı. En başlarda, kitaptaki çoğu gizemi çözmüştüm ve kitap benim için, bildiğim bir kitabı okumaya dönüşmüştü,neler olacağını biliyordum.Kai ve Cinder'ın sahnelerini beklediğim,sanki o sahneler için yazılmış bir kitap gibi gözüküyordu.İmparator Rikan'ın ölümünün çok fazla üzerinde durulmamıştı, Adri ve sinsilikte tavan yapmasını beklediğim Pearl çok fazla ortalarda yoktu..Yani böyle düşünmem bir bakıma makul gözüküyor.
Ama daha sonra, kitap bir anda değişti ve kendimi politikanın, anlaşmaların ve bunların getirdiği zorunlulukların içinde buldum.Mekanik ustası güzel kız ile genç ve yakışıklı prensin aşkından çıkıp,savaş olasılığına ve dünyanın başına bela olmuş hastalığın çaresini bulmaya döndü.VE BUNA BA-YIL-DIM.
Yazarın üslubu, konunun ilerleyişindeki akıcılığın yanı sıra rahatça okunabilen bir özelliğe sahip ve böylece kitap sizi içine çekerken hiç zorlanmıyor. Karakterlerin özellikleri, olayların gerçekleşme aşamalarının bir noktadan sonra oldukça iyi bağlanması, özellikle balo gecesi..(Bir spoiler değil çünkü zaten külkedisini hepimiz biliyoruz ve bir balonun olması da kaçınılmaz.)
Karakterler bakımından değerlendirirsem de, Cinder'ın son ana kadar kararlarından vazgeçmemesi güzeldi.Yakışıklı bir prens hayatına girip kalbini tekletiyor diye, yıllardır kurduğu hayalinden vazgeçmedi.Çok zor olmasına rağmen onu reddedip durdu ve gösterdiği kararlılığı çok sevdim.Kai ise.. Klişeleşmiş erkek karakterlerden oldukça uzaktı. Cinder'dan hoşlandığında bunu söylemekten ve göstermekten kaçınmadı, egonun kırıntısını bünyesinde bulundurmuyordu ve bütün geri çevrilmelerine rağmen, Cinder'ın peşini bırakmadı. Tatlı, nazik ve alçakgönüllüydü, daha ne diyeyim.
Kitabın sevdiğim diğer yönü ise külkedisi masalının ana hatlarıyla verilmiş olmasıydı.Üvey anne ve üvey kız kardeşin kötü olması, balo sahnesi, Cinder'ın balo salonuna girişi vs. hepsi masala uygundu.Yani bazı değişiklikler vardı tabi ama zaten kitabın akışına göre o değişikliklerin de olması gerekiyordu.
Ama yine de,bütün bu iyi noktalar bazı eksiklikleri hissetmemi engelleyemedi. Bazı olaylar çok hızlı geçiştirilmiş gibi geldi.İmparator Rikan, Peony ve Sunto'nun daha geniş anlatılmasını bekledim sanırım.Hatta özellikle Sunto için çok heyecanlanmıştım ama bir anda konu kapanıverdi ve ne olduğunu anlamadım.
Nasıl bir anda bitebilirdi?Kai nasıl hiçbir şey yapmamıştı?Bu olayın devamı gelmeyecek miydi?
Üstelik Levana'nın da daha şeytan olmasını bekledim.Kai ile olan görüşmelerinde bile, balo sahnesinde bile beklediğim şeytanlığı tam gösteremedi.Sadece kendisini güzel göstermek için biyoelektrik kullanıp durdu.
Umarım serinin devamı beni daha çok heyecanlandırır.
Her şeye rağmen, çabuk bitebilecek güzel bir kitap okumayı, okurken de çocukluğunuzda dinlediğiniz bir masaldan esintiler hissetmeyi istiyorsanız önerim tamamen Cinder üzerine olacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder