İKİ HAYAT ARASINDA - JESSICA SHIRVINGTON / KİTAP YORUMU





Orijinal İsim: Between the Lives
Yazar: Jessica Shirvington
Çeviri: Aslı Tümerkan
Sayfa Sayısı: 320
İncelemek İçin: D&R
Puanım: 3.5/5










TANITIM

Mükemmel hayat mı?
Yoksa mükemmel aşk mı?
Sen seç. Sabine herkes gibi değildi. Kendini bildi bileli, iki hayatı vardı. Her yirmi dört saate bir değişim geçiriyor ve her günü iki kere yaşıyordu. Mükemmel Hayat. Wellesley'de, Sabine istediği her şeye sahipti: cazibeli arkadaşlar, şık kıyafetler, başarılı bir okul yaşamı, herkesin birlikte olmak istediği bir sevgili ve göz kamaştırıcı bir gelecek... Mükemmel Aşk.


Roxbury'de Sabine'in bambaşka bir hayatı vardı: maddi zorluklar çeken bir aile, serseri arkadaşlar ve sırrı ortaya çıktığında başına gelen korkunç olaylar... Ama sonra Ethan'la tanıştı. Yakışıklı ve ilgi çekiciydi; üstelik Sabine, daha önce hiç kimse için böyle şeyler hissetmemişti.

Tüm istediği tek bir hayat yaşamak olan Sabine, bu nihayet mümkün gibi göründüğünde, amacına ulaşmak için bir dizi tehlikeli deney yapmaya başlamıştı. Ama kendisine inanan tek adamı ve geri kalan her şeyi riske atmayı göze alabilecek miydi?



YORUM

"Hayatın tuhaf yanı şu ki, insan hayatı yaşama, hayatın içinde olma kararı verse bile, bu hayatın insana izin vereceği anlamına gelmiyor."

Doğruyu söylemem gerekirse, İki Hayat Arasında, ilgimi çeken bir kitap değildi.Okumak için sabırsızlandığım söylenemezdi ama currentlyreading listemi çoğaltma hastalığım olduğundan, ne okusam diye bakınıyordum ve başlama kararı aldım.

Kitaba başladığımda düşündüğümden daha hızlı okunduğunu ve beklediğimden daha az karmaşık olduğunu görünce biraz şaşırdım açıkçası.Yazarın kullandığı dil basitti ve kitabın bu yönü güzeldi, eğer doğru dürüst bir şekilde başına oturup okumaya karar veriyorsanız bir çırpıda bitirebilirsiniz. Ama olayların daha karmaşık olması gerektiğini düşünüyorum çünkü bana göre çok durgun ilerledi. Yani iki hayatınızın olduğunu, her günü iki kez ve farklı versiyonlarda yaşadığınızı düşünün, illa ki bir şeyleri batırırsınız.Her gece yarısı değişim geçirirken yalnız olmak için çabalıyorsunuz, her gece kusuyorsunuz ve iki hayatta da çoğu saati uyanık geçirdiğiniz günlerde çok yorgun ve uykusuz oluyorsunuz.İlla ki bir şeyler karışır çünkü insanlar sorular sormaya başlar.

Bu yüzden asıl olaylar Sabine'in karışan hayatında, Roxbury'de, olurken Wellesley çok durgun geldi bana.Kitabın çoğunda o hayatta hiçbir şey olmadı ve asıl karmaşayı Roxbury'de gördük.

"Nefes alabilmek istiyorum. Beni önemseyen insanlarla olduğumu bilmek istiyorum, benliğimin tamamını önemseyen insanlarla. Ve onları önemsemek konusunda özgür olmak istiyorum. Onlara hakkımdaki her şeyi söyleyebilmek, sürekli yalan söyleyip numara yapmak istemiyorum. Bir gün yanlışlıkla uyursam aynı yerde uyanacağımı bilmek istiyorum. Her günü bir kere, elimden geldiğince en iyi şekilde yaşamak istiyorum."

Sabine, nasıl olduğuna bir türlü karar veremediğim bir karakter çünkü hem iki hayatı idare ettirecek kadar zekiydi hem de kendi eczanelerinden ilaç çalacak, kanlı sargı bezlerini okul çantasına koyacak kadar salaktı. ALLAH AŞKINA İNSAN EKMEK BIÇAĞIYLA KENDİNİ KESİP SONRA DA BIÇAĞI ÇANTAYA SOKAR MI YA?

Sabine bunu yapıyor işte.

Ama bir yandan da psikolojisini böyle sağlam tutabilmesi çok güzeldi.İki hayatında da ne istediğine karar vermişti ve iki farklı kişi olmayı başararak uyum sağlamıştı.Bu yönüyle bence güçlü bir karakterdi.


Ethan'a gelirsek.. Gördüğüm kadarıyla herkes bayılmış ve çok sevmiş ama ben bu kadar sevemedim.Bana göre, kitapta çok uzun zaman sonra etkin olabilmeye başladı ve kitap da çok çabuk bitti.Sevmedim demiyorum ama bayılamadım da. Evet nazikti, düşünceliydi ve asıl gerçekleri öğrendiğinizde Sabine için neleri göze aldığını görebiliyordunuz ama Ethan'a kitapta çok az yer verilmişti diye düşünüyorum.Yani Dex'i bile daha uzun gördük, o kadar diyeyim.

"Bu dünyada sen olmazsan paylaştığımız her anın hatırası kaybolacak. Sadece başkaları bizi gördüğü için varız.Varlığımın bir parçasası..." yutkundu, "...önemli bir parçası, sadece sen burada onu gördüğün için var."

Kitabı okuyan çoğu kişi, ağladığını söylemiş ve okumaya başladığımda bunu bekledim.Gerçekten ağlayacağımı düşünüyordum ama sanırım duygusuzun teki olduğumdan hiç ağlamadım.Yapabildiği en büyük etki boğazıma bir yumru oturtmasıydı, o kadar.Ve bu yüzden de bir parça hayal kırıklığına uğradım.

"Buradayım. Seni bırakmayacağım. Burada olduğum sürece, söz veriyorum, seni bırakmayacağım."

Sonuna dair bazı tahminlerim vardı ama bir şekilde böyle bağlanmasını beklemiyordum.İki tahminimden biri olur diye bekliyordum ama ikisinin de olmasını HİÇ beklememiştim.Yazar ikisini de bağlayıp insanı öyle bir hale sokuyor ki, kitap bittiğinde kaç puan vereceğimi bilememiştim. Şuan yorumu yazıyorum ve hala bu konuda bir fikrim yok.

Genel olarak kitabı sevdim ama sanırım beklentimi çok yüksek tutmuşum çünkü bitirdiğimde hayal kırıklığını bariz bir şekilde hissettim.Üstelik ağlamayı bekleyip de ağlamadım, Ethan'ı sevdim ama beklediğim gibi çok sevemedim, olaylar beklediğimden sakindi. O yüzden eğer beklentinizi yükseltmeden okursanız daha çok seveceğinizi düşünüyorum.

Yorumlar

Popüler Yayınlar