TATLI BELA - JAMIE MCGUIRE / KİTAP YORUMU
Orijinal İsim: Beautiful Disaster
Yazar: Jamie McGuire
Çeviri: Boran Evren
Sayfa Sayısı: 424
İncelemek İçin: D&R
Puanım: 2/5
TANITIM
AŞIKSAN BAŞIN BELADA!
Abby Abernathy karanlık geçmişiyle arasına mesafe koymuş olan, alkol kullanmayan, küfür bile etmeyen kendi halinde bir kız, fakat hayatını dövüşerek kazanan ve vücudu dövmelerle kaplı yakışıklı Travis Maddox onun hayatını değiştireceğe benziyor.
İyi kız ve kötü çocuk…
Bu birliktelik bir aşkın mı habercisi yoksa bir felaketin mi?
YORUM
"Tanıştığımızda ikimizin de içinde bir şeyler değişmişti ve bu her neyse birbirimize ihtiyaç duymamıza neden olmuştu. Anlamadığım nedenlerle ben onun için biriciktim ve her ne kadar saklamaya çalışırsam çalışayım o da benim için biricikti."
Allah aşkına bir insan ağustosun başından beri okuduğu hiçbir aşk kitabından mı memnun olmaz?! Alın işte o insan benim.
Bu kitap da beklentimi boşa çıkardı ya, çıldıracağım.
Tatlı Bela'yı alma kararım çok uzun zamandır vardı ve alınıp okunacaklar listemde bekliyordu. Goodreadsteki yorumları karıştırmış, bir sürü insanın yüksek puan verdiğini görünce de güzel olduğunu düşünmüştüm. Bahar yarıyılında çoktan almıştım ama bir türlü okumuyordum. Eylül'ün ilk kitabı olsun diyerek elime aldım ama keşke almasaymışım.
Beklentilerim ancak böyle boşa çıkabilirdi.
Kitaba ilk başladığımda çok fazla içine girememiştim çünkü olaylar bir anda gelişmişti ve böyle bir hız beklemiyordum. Ama bunu göz ardı etmeyi başararak okumaya devam ettim çünkü beklentim büyüktü ve kitabın ileride bunu kapatacağını umuyordum. Sayfalar çevrildikçe biraz biraz alışmıştım ve bir yandan da kitabı tatlı bulmaya başlamıştım. Bütün o kafeterya, okul, ders çalışmaları hikaye akışını daha gerçekçi kılıyordu ve Abby ve Travis'in öğle yemeklerindeki, ders çalışırkenki muhabbetleri falan hoşuma gidiyordu.
Ama yazar neyi amaçladıysa, kitap bu özelliğini kaybetti.
"Gitmen lazım Güvercin. Tanrı biliyor ben senden uzak kalamıyorum."
Eğer bu kitapta doğru dürüst sevdiğim ve sevgisine de güvendiğim bir kişi varsa, o da Travis Maddox'tur. Net.
Yazarın kendisine yüklediği 'dövmelerle kaplı ve sürekli dövüşen umursamaz kötü çocuk' havasını bir türlü anlayamadım çünkü böyle bir hava göremedim! Evet dövmeleri vardı ve dövüşüyordu, ee? Kötü çocuk mu oluyor böyle olunca? Ki dövüşmesinin sebebi de para kazanıp dairesinin ve okulun masraflarını ödeyebilmekti. Okuldaki yüzlerce kişinin bildiği bir organizasyonda, okulun binalarının içinde gerçekleşen dövüşlere katılıyordu ve adamın bunu yapması çok mantıklıydı. Ne pis işlere karışıp başına bela alıyordu ne de parasını kazanamadığı için okuldan atılıyordu. En iyi yapabileceği şeyi yaparak para kazandığı için 'kötü çocuk' mu oluyor? Yapmayın lütfen.
Adamın Ceza Hukuku okuduğunu söylemiş miydim?
Yazarın Travis'e yaptıkları bütün bu sınırlamalar ve yaratmaya çalışılan önyargı yetmezmiş gibi, bir de adamın başına Abby gibi bir belayı vermiş ki, evlerden ırak!
Travis onun için o kadar çabaladı ki, bir süre sonra okurken ben yorulmaya başladım. Abby için her ayrıntıyı düşünüyor, sırf ondan uzaklaşmasın diye onunla sadece arkadaş kalmayı bile kabulleniyor, onunla vakit geçirebilmek için her öğle yemeğinde gidip karşısına oturuyor, onu ders çalıştırıyor, önceki alışkanlıklarından vazgeçerek barlara gidip milletle takılmayı ve her gün bir kızla olmayı bırakıyor. Sırf Abby rahat olsun ve ondan uzaklaşmasın diye, kendi evinden bir adamın gelip Abby'yi almasını ve çıkmalarını izliyor. Hem de defalarca! Ve buna rağmen ona olan sevgisini göstermekte hç geri çekilmiyor. Onun için sürprizler hazırlıyor, Abby'nin anlamamakta ısrarla devam ettiği halde - ki ben o sırada Abby'nin kafasını kırmak istiyordum- resmen bütün duygularını ortaya seriyor.
Bakın size diyorum, adamın aşkını sağır sultan duydu. Alışkanlıklarındaki dönüşünü görmeyen kalmadı, Abby hala biz arkadaşız modunda takılıyor.
GEBERTİRİM KIZIM SENİ!
"Berbat bir halde olduğumuzu biliyorum tamam mı? Ben dürtüsel davranıyorum ve çok fevriyim ve senin için daha önce kimse için hissetmediğim şeyleri hissediyorum. Sen bir an benden nefret ediyormuş gibi davranıyorken bir sonraki an beni istiyorsun. Ben hiçbir şeyi doğru yapamıyorum ve seni hak etmiyorum... ama seni köpek gibi seviyorum Abby. Seni daha önce kimseyi ya da hiçbir şeyi sevmediğim gibi seviyorum. Sen yanımdayken içki ya da para ya da dövüş ya da tek gecelik ilişkilerin bir değeri kalmıyor... tek ihtiyacım olan sensin. Tek düşündüğüm sensin. Tek hayal ettiğim sensin. Tek istediğim sensin."
Ulan bu çocuğu harcadınız ya, bravo be.
Bir de şöyle bir durum vardı ki, resmen kitaptaki herkes Travis'e bir psikopat gibi davranıyordu. Adam sırf dövüşüyor, güçlü ve çabuk sinirleniyor diye en ufak tartışmada herkes tedirgin bir moda giriyor ve adam cinayet işleyecekmiş gibi davranıyorlardı. Tepkilerinden korkuyorlar, bu konuda üstüne gidiyorlar, sürekli Abby'yi mahvedecekmiş gibi davranıyorlar ve beni çıldırtıyorlardı. Çünkü bu kitapta acı çekip mahvolan biri varsa o Travis'ti.
"Onun kalbini kıracaksın Abby. Onun kalbini kıracaksın! Aşık olacak kadar güvendiği ilk kız sensin ve sen de onu duvara çivileyeceksin!"
Az önce kitaptaki en doğru cümleleri ve post-itlerken 'Sonunda biri gerçekleri gördü be!" dediğim tek yeri okudunuz.
Abby hakkında söyleyebileceğim en kesin ve kısa şey, kızın tam bir aptal olduğudur. Gerçekten. Ben uzun süredir bu kadar gerçekleri reddeden, bu kadar nankör ve umursamaz davranan, sırf adamın kalbini ellerinde tutuyor diye onu paramparça etmeyi kendinde hak gören bir kız okumadım. Ve keşke okumasaydım. Saçma sapan nedenleri ileri sürüyor- ki bu nedenleri Travis'e bir noktaya kadar hiç söylemedi bile- ve Travis'i kendinden uzaklaştırmaya çalışıyor, çocuğun gözü önünde başkasıyla çıkıyor, Travis'in yaptığı bütün hareketleri ve ettiği bütün sözleri görmezden gelerek biz çok iyi anlaşan iki arkadaşız havalarında geziyor, bir de gidip Travis'e çıktığı çocukla nasıl zaman geçirdiğini ve nasıl güzel öpüştüklerini anlatıyor.
Ulan bıçağı soktun, bari çevirme.
Ay çok sinirliyim bu yorum nasıl bitecek hfdgfdk
Travis'e ve onun aşkına karşı o kadar kayıtsız ve umursamazdı ki, adamı o kadar çok kez anlamayı reddetti ki ona aşık olduğunu kabullendiğinde buna inanmıyordum. Hala inanmıyorum. Abby Travis'i hak edecek hiçbir şey yapmadı ama yazar adamı altın tepside ona sundu resmen. Travis ne kadar sevdiyse Abby o kadar kalbini kırdı. En sonunda bir araya geldiklerinde ama bir şekilde ayrıldıklarında - bu kitapta o kadar sık oluyor ki spoiler falan değil- Travis sevdiği kızın acısını çekip berbat bir hale girerken Abby'nin tek yaptığı adamı terk etmek, kaçmak ve en kısa zamanda gidip Parker denen şerefsizle çıkmaktı.
KIZIM SENİN KAFAN BOŞ MU YA?
Ama iş Travis'in tek gecelik bir ilişkisine bile gelince- ki Abby'nin Parker'la görüşmeleri ileriye dönük bir ilişki amacı taşıyordu- çocuğa edilmeyen laf kalmadı. Çifte standart bu kadar güzel gösterilebilirdi, gerçekten.
"Son istediğim şey adımın çıkması ama herkese arkadaşlığımızı açıklamaktan sıkıldım. Canları cehenneme."
Travis'in gözleri yumuşadı ve ağzının kenarları yukarı kıvrıldı. "Arkadaşlığımız mı? Bazen beni dinleyip dinlemediğini merak ediyorum."
Ve kitapta öylesine sinir olduğum bir başka şey de şuydu ki, yazar kitabın ikinci yarısında Travis'i aslında hiç olmadığı bir hale soktu. Adamı para yüzünden düşünme yetisini kaybetmiş, aklını kullanmayan ve sevdiği kızı umursamayan, gerçekleri göremeyecek kadar aptal bir konuma soktu ki bundan nefret ettim. Yarattığı Travis öyle saçma bir adamdı ki eğer en başta böyle bir karakter okusaydık onu kesinlikle sevemezdim. Asla. Ve bunu neden yaptığını cidden anlamıyorum. Abby'nin en ufak bir şeyi yanlış anlamasından korkan ve kızı kaybetmekten delice endişelenen adamı büründürdüğü hal iğrençti ve bunu yapması midemi bulandırdı.
Üstelik en başlarda bile Travis'e 'yetersizlik sendromu' adı verdiğim bir ruh hali yaşattı çünkü adama kızı hak etmediğini düşündürüp durdular. Yok neymiş o kötüymüş, Abby'nin masumluğunu hak etmiyormuş falan. Abby'yi bilmesem bile Travis'i tanıdığım için inanmam ama Abby'yi de okudum, nasıl biri olduğunu çözdüm. Ve bu durum çok komikti çünkü hak etmeyen taraf Abby'ydi.
Başlarda güzel olabilecek potansiyeli olan bir kitabı bu hale sokmasının dışında, bir de aşırı uzatıldığını düşünüyorum çünkü sondaki olaylar çok gereksizdi. Abby'nin Travis'e gerçekten aşık olduğunu anlaması- evet bunu anca son 50 sayfada falan kabul etti- için böyle bir olayın yazılması bana çok basit kaçtı. Okurken gözlerimi devirmekten ve ne gerek var demekten kendimi alamıyordum. Sırf mutlu sonlarına ulaştırmak için böyle bir atraksiyon yaratmaya ihtiyaç yoktu, mutlu oldukları nihai sona ulaşmanın bir yolu elbette bulunurdu. Okuyanlar anlayacaktır, o dövüşte olan olaylardan bahsediyorum.
Gerçekten o kısmı mantıklı bulan var mı?
Yorumu yazarken bile sinirim tepeme çıkıyor ama bahsetmem gereken bir nokta da şu ki Travis ve Abby'nin sürekli zaman geçirebilmeleri için ortaya konan iddia çok saçmaydı. Karakterleri bir arada tutabilmek için 'beraber yaşama' olayına sokmaları - iddia şartı olur genelde ya da zorunluluk- bana çok basit geliyor. Sanki yazar kurguyu oluşturamamış, karakterlerin beraber olduğu başka sahneler yazamayıp da bu kestirme yola başvurmuş gibi hissediyorum ve sevmiyorum. Allah aşkına klişeleri severim ama bu çok fazla.
Ayrıca kitapta sadece Travis'in aşkını hissedebiliyordum - ki o da bir yerden sonra- ve çiftin arasındaki duyguyu hissedemediğimde kitabı otomatik olarak sevemiyorum. Sadece seven tarafa acıyor ve harcandığını düşünüyorum. Ve bu kitaba güzel bir aşk hikayesi okuyacağımı düşünerek başladığım göz önünde bulundurulursa, yaşadığım hayal kırıklığını anlayabilirsiniz sanırım.
Bitirdiğimde puanı 2.5 olarak planlıyordum ama yorumu yazarken fark ettim ki sevdiğim tek kişi Travis'ti ve kitap hakkında hoşlandığım -Travis dışında- birkaç nokta varsa o da Maddox ailesiyle geçirilen vakitler ve Shepley ile America'nın Travis'in duygularını görüp ona destek çıktıkları zamanlardı. Başka bir olay aklımda iyi bir yer tutmamış. Kitapta ilerledikçe artık bitmesini istiyordum ve bu yüzden puanı direkt 2'ye düşürüyorum. Yazarken bile sinir olup yoruldum, düşünün.
O yüzden kitabı önermiyorum ama siz okuyup çok sevmiş/sevecek de olabilirsiniz, bu konuda bir şey diyemem. Belki benim için doğru bir kitap değildir, hiçbir fikrim yok.
Yorumlar
Yorum Gönder