İNTİKAM ATEŞİ - KAREN MARIE MONING / KİTAP YORUMU
Orijinal İsim: Faefever
Yazar: Karen Marie Moning
Çeviri: Aylin Kalav
Sayfa Sayısı: 413
İncelemek İçin: D&R
Puanım: 4/5
TANITIM
Tehlikenin farkında mısınız?
ONLAR her yerdeler!
MacKayla Lane, kız kardeşi Alina'nın intikamını almak için Dublin'in tehlikeli sokaklarında canı pahasına mücadele ediyor.
Dokunan herkesin korkunç şeyler yaptığı bir kitabın peşinde, Kelt efsanelerine konu olan yaratıklarla savaşıyor, değişiyor ve yetişkin bir kadına dönüşüyor.
Etrafındaki kimseye güvenmiyor. Ne dizlerinin bağını çözen Fae Prensi Vlane'e, ne henüz ne olduğunu çözemediği Barrons'a, ne de kendisi gibi sidhe-kâhini kızları yöneten Rowena'ya.
Sadece intikamı, yitirdikleri ve dünyanın kaderi için savaşıyor. Ve oldukça da sağlam dövüşüyor.
YORUM
"Aklınızda belli bir araba var mı Bayan Lane?"
O gece mavi-yakayı istiyordum. "Viper."
"Onu almanıza niçin izin vereyim?"
"Çünkü bana borçlusun."
"Size neden borçluyum?"
"Çünkü sana tahammül ediyorum."
O zaman gülümsedi. Gerçek bir gülümsemeydi."
Çok şaşkınım.
Fever serisinden bir kitaba sonunda yüksek bir puan verebildim.
Çok şaşkınım a dostlar!
Ateş serisiyle olan ilişkim ortada olduğu için, kitaba başlamadan önce beklentimi en alt seviyede tutmaya kararlıydım. Hatta bu kararı 2. kitaptan beri uyguluyorum ama buna rağmen bir şeylerin eksik hissettireceğinden, beğenmeyeceğim noktalar olacağından emin gibiydim çünkü 2. kitapta bunu yaşamıştım ve 3. kitabın başlangıcından da böyle bir izlenim alıyordum. Mac, beni sinir edebilme yeteneğini koruyacak gibi duruyor ve kitapta gerçekleşen olayların bağlantıları gözüme zayıf görünüyordu. Evet olaylar oluyordu ama bunların birbirine bağlanıp oluşturacağı büyük resim neredeydi?
Serinin önceki iki kitabında beni cidden sinirlendiren ve hayal kırıklığına uğratan, o kitapların yorumlarında da bol bol bahsettiğim iki büyük sorun vardı:
1) MacKayla Lane.
2) İçi boş kurgu.
İki sorunun da ortadan kalktığını söyleyemem - özellikle Mac kısmının- ama büyük ölçüde düzeldiğini kabul edebilirim.
Mac, serinin ilk kitabından beri beni sinir eden bir karakterdi ve bu kitabın başında da nefret ettiğim huylarından vazgeçmemiş gibi görünüyordu. Gördüğü her erkeği sanki dünyanın en mükemmel varlığıymış gibi anlatıyor, güvenmesi gereken tek insana güvenmiyor, kendi başına buyruk hareket ederek edindiği bilgileri kendine saklıyor ama yine, milyon tane sorusuyla Barrons'a koşuyor, ama gidip Vlane'le işbirliği yapıyordu. Ve net bir şekilde düşünüyordum ki, bu kız asla düzelmeyecekti.
Ama ne demişler, yiğidi öldür hakkını yeme, Mac beklemediğim kadar değişti.
İlk olarak, artık hayatının eskiye dönmeyeceğini, tek sorununun kıyafet-oje uyumu olduğu günlerin geride kaldığını ve Ashford'a gidemeyeceğini kabullenmişti. Bütün o 'dünya benim sorunum değil' zırvasından vazgeçmişti ve bunu okuyunca ne kadar rahatladığımı anlatmanın bir yolunun olduğunu sanmıyorum. En sonunda durumu kabullenmişti ve bir şeyler yapacakken bunu sadece ablasını düşündüğü için yapmayacaktı, sorumluluk alacaktı ve silik bir tip olmaktan vazgeçecekti.
Bu MacKayla için büyük bir ilerlemeydi ve bu kızı biraz olsun kabullenmem için gerekli bir değişimdi.
Ayrıca olduğu yerde saymayı bırakmış ve sorularına cevap verilmesini beklemek yerine, onların cevabını kendisi aramaya başlamıştı. Kitaplar okuyor, problemlerine çözüm arıyor ve bunun için bir şeyler yapıyor, pasif karakterinden sıyrılmaya başlıyordu. Hiçbir şey bilmeyen ve etrafına bön bön bakan, şehre yeni gelmiş sidhe-kahini rolünden daha fazlası olmaya başlıyordu. Ve inanın, ben bunun olacağını hiç sanmıyordum. Evet, seri ilerledikçe Mac'in ve olayların gelişeceğini söylüyorlardı ama ben pek ihtimal vermemiştim.
Ama Mac beni şaşırttı ve gerçekten değişti.
Ee, Sezar'ın hakkı Sezar'a.
Ama yalan yok, Mac'te hala hoşlanmadığım şeyleri saysam liste uzayıp gider. Melun yeme konusunda neye güvendiğini ve bütün her şeyi riske edecek kadar nasıl kör olabildiğini anlamıyorum mesela. Melun eti yediğinde bütün sidhe-kahini duyuları körelirken ve en çok bu duyulara ihtiyacı varken, hangi akla hizmet gidip de etkisi birkaç gün geçmeyecek şekilde melun yer? Canı sürekli melun çekerken neden gidip elinin ulaşacağı yerlerde bir kaynak oluşturur? Ama beni en çok sinirlendiren şey Barrons'a asla güvenmemesiydi. Sizi her şeyden koruyan bir adama, sırf 'kötü birisi olabilir' şüphesiyle yalan söyleyip dururken ölümcül olduğu kesin bir Fae'e ,ki bu V'lane oluyor, güvenirsiniz? Özellikle şu V'lane konusunda beni o kadar sinir etti ki! Barrons'a yalan söylerken gidip V'lane'le işbirliği yapıyor, sonra Barrons voice gücünü kullanıp onu zorla konuşturduğunda ise Barrons'u zorbalıkla suçluyordu. V'lane'in müzede ona saldırmaya çalıştığını da unutmayalım.
Ama zorba olan Barrons. Yersen.
Kurgu konusunda ise, ilk iki kitaba bakarsam eğer, seri resmen vasattı. Önceki kitaplarda ne doğru dürüst bir olay oluyordu ne de olan olaylar bir anlam ifade ediyordu. Ve bu konuda da, bu kitaba dair beklentim oldukça düşüktü. Okumayı istediğim karmaşık ve dahiyane şekilde desteklenmiş kurguyu bu seride elde edemeyeceğimi kabullenmiştim.
Hala istediğim düzeyde olmasa da bu konuda da kitabın bir ilerleme kaydettiğini söylemem gerek.
En sonunda kitapta yaşanan olayların hizmet ettiği ortak bir amaç olduğunu görmüştük ve bütün o 'tehlikeli melun-mukaddes fırtınası' insanlığı etkiler hale gelmişti. Birbirlerinden bağımsız olaylar silsilesinin yaşanması ve bütün sorunların Barrons tarafından çözülmesi, çözülemeyenlerin de bir şekilde anlam ifade etmemesi bitmiş, yerine gerçekten fark yaratan ve durdurulması gereken belalar gelmişti. Evet, hala neden yaşandığını anlamadığım birkaç şey vardı ama beklemediğim bir şekilde ortaya çıkan bağlantılar sayesinde onları şimdilik, sadece bu kitaplık, görmezden gelebilirim diye düşünüyorum.
Tabi onların açıklamalarını ilerleyen kitaplarda görmek istiyorum, orası ayrı.
Bütün bu gelişmeler dışında ise, kitaba bu kadar yüksek puan vermemin bir diğer sebebi, sonunda bu seride bana bir şeyler hissettirebilen bir kitap olmasıydı: Kitap evinin başına gelenler sanki orası benimmiş de, kaybetmişim gibi hissetmeme sebep oldu. Ve sırf bu bile, kitabın değerlendirmesinde yarım yıldızlık bir artış eder.
Ateş serisinde ilk defa sıradaki kitabı merak ediyorum ve beklentilerimi ufak da olsa arttırmaya karar verdim. Şaşkınız, değil mi?
Yorumlar
Yorum Gönder