SESSİZ KALMA! - ANGIE THOMAS / KİTAP YORUMU
Orijinal İsim: The Hate You Give
Yazar: Angie Thomas
Çeviri: Boran Evren
Sayfa Sayısı: 400
İncelemek İçin: D&R
Puanım: 2/5
TANITIM
On altı yaşındaki Starr Carter iki dünya arasında yaşıyordu: Ailesiyle yaşadığı fakir mahalle ve okuduğu banliyö lisesi. En yakın çocukluk arkadaşı Khalil’in bir polis tarafından vurulduğuna şahit olduğunda, bu iki dünya arasındaki hassas dengesi bozulmaya başlamıştı çünkü Khalil herhangi bir tehdit oluşturmuyordu.
Çok geçmeden, Khalil’in ölümü manşet olmuştu. Bazıları ona gangster diyor, bazıları ise onu uyuşturucu satıcısı bir çete üyesi olarak bile betimliyordu. Starr’ın okuldaki en yakın arkadaşı, Khalil’in bunu hak etmiş olabileceğini bile düşünüyordu. Polislerin bu olayla çok ilgilenmediği anlaşıldığında ise bunu protesto edenler sokaklara dökülüp Starr’ın mahallesini âdeta bir savaş alanına dönüştürdü. Herkesin bilmek istediği tek bir şey vardı: O gece ne olmuştu? Bunun yanıtını verebilecek tek kişi de Starr’dı.
Fakat Starr’ın söyleyecekleri ya da söyleyemedikleri adalet için verdiği bu savaşta kendi hayatını bile tehlikeye atabilirdi.
Çok geçmeden, Khalil’in ölümü manşet olmuştu. Bazıları ona gangster diyor, bazıları ise onu uyuşturucu satıcısı bir çete üyesi olarak bile betimliyordu. Starr’ın okuldaki en yakın arkadaşı, Khalil’in bunu hak etmiş olabileceğini bile düşünüyordu. Polislerin bu olayla çok ilgilenmediği anlaşıldığında ise bunu protesto edenler sokaklara dökülüp Starr’ın mahallesini âdeta bir savaş alanına dönüştürdü. Herkesin bilmek istediği tek bir şey vardı: O gece ne olmuştu? Bunun yanıtını verebilecek tek kişi de Starr’dı.
Fakat Starr’ın söyleyecekleri ya da söyleyemedikleri adalet için verdiği bu savaşta kendi hayatını bile tehlikeye atabilirdi.
YORUM
BU HAYAL KIRIKLIĞININ BEDELİNİ KİM ÖDEYECEK?!!
Bir kitap, beklentilerimi ancak bu kadar boşa çıkarabilirdi.
Sessiz Kalma, yabancı bloggerlarda ilk gördüğümden beri dikkatimi çeken bir kitaptı. Kapak tasarımıyla, kitaba yazılan yorumlarla cidden gaza gelmiş, 'ulan çevrilse de okusam' demiş, çevrilmeyecek bile olsa kesin okuma kararı almıştım. Yabancı Yayınları'ndan geleceğini duyunca da cidden sevinmiştim, doğal olarak. Hem baskısının güzel olacağına hem de çevirinin iyi olacağına güvenim tamdı.
Ki nitekim, baskısı çok güzel, ama çeviri fos.
Kitaba nefretimi kusayım, sonra geleceğim ona da.
Öncelikle şunu söyleyeyim, siyah-beyaz ırkçılığının tarihsel gelişimi hakkında aşırı bir bilgim yok, herkeste olduğu kadar genel bir bilgim var ve bu konuyu ele alan birkaç film izlemiştim, o kadar. Yani açıp da şu tarihte bunlar, bu insanlar önderliğinde olmuş falan gibi bir araştırma yapmadım hiç. Ama ırkçılık hakkında emin olduğum kesin bir şey var:
Eğer size karşı ırkçılık yapan insanlara siz de aynısını yapıyor ve onların ırkını aşağılıyorsanız, bu yaptığınız şeye ırkçılık denir, kendini koruma ya da 'bizi siz bu hale getirdiniz' değil.
Bunda bi' anlaşalım.
Starr Carter, benim ciddi anlamda sevmediğim bir karakter oldu çünkü bütün o kendiyle çelişmeleri, girdiği ruh halinin etrafa yansıma biçimi falan beni kitaptan soğuttu. Güzel olması gereken okuma süreci beni yoran, modumu düşüren ve 'bitse de kurtulsam' kafasına sokan bir süreç oldu. Sedef'le beraber okumuyor olsaydık daha da sürünürdü elimde kesin. Bu sürünmenin sonu da slump olurdu.
Şimdi düşününce, gözünün önünde çocukluk arkadaşlarından biri öldürüldü, Starr'ın psikolojisinin bozulması çok normal, diyebilirsiniz, benim buna itirazım yok zaten. Ama eğer bu kız gidip 1 yıldır çıktığı 'beyaz' sevgilisine, sırf Khalil'i vuran polis de beyazdı diye atar yapıyorsa, 'en az onun kadar beyazdı', 'biz beraber olamayız sen beyazsın ben siyah' gibi tavırlara giriyorsa, ben bu kızın ağzına kürekle vurma hakkına sahibim.
ULAN O ÇOCUĞUN TEN RENGİ SONRADAN MI DEĞİŞTİ SANKİ?
1 YIL ÖNCE DE BEYAZDI O!
Ayrıca 'beyazlar' okulundaki arkadaşlarıyla mahalledeki arkadaşlarının tanışmasından korkuyor, iki tarafın birbirini asla anlamayacağını ve bir arada bulunamayacaklarını düşünüyordu. Şimdi soruyorum, bu ırkçılık değil mi? Bu ayrım yapmak değil mi? Arkadaşlarını 'iki taraf'a ayırarak zaten kendisi bir bölünme yaratmıyor mu?
Üstelik Khalil'in ölümü haberlere çıktığında ve uyuşturucu satıcısı olarak tanıtıldığında, ve 'beyaz' arkadaşları da 'bu Khalil senin doğumgünlerine gelen, arkadaşın çocuk mu?' diye sorduklarında 'hayır' diyorsa, en yakın arkadaşım dediği insanı sahiplenmiyorsa ve böylece Khalil'e karşı en büyük ayrımı, haksızlığı kendisi yapıyorsa kalkıp diğer insanların Khalil'i tanımayarak ona iftira attığından bahsedemez. Yüzünün buzlanacağını ve kimliğinin gizli tutulacağını bilerek televizyona çıkıp Khalil'i savunmak elbette kolay bir şeydi, bunun övgü hak eden hiçbir tarafı yoktu. Asıl önemli olan şey o soruyu ilk duyduğunda, arkadaşlarına 'evet' cevabını verip vermemesiydi.
Ama Starr hayır dedi.
Ve Chris'e karşı o kadar haksızlık yaptı ki, ben onun yerinde olsam Starr'a katlanamazdım. Mahalledeki arkadaşlıklarını, arkadaşlarının öldürülmesine şahit olduğunu vs. hiçbir şeyi Chris'e anlatmazken ve onun kendisini anlamayacağını düşünürken, ona bir şans bile vermezken üzgünüm ama haklı falan değildi. 'O bir beyaz ve beni anlamaz' diyorsan eğer, karşındakinin ırkçılık yapıp yapmayacağını asla bilemezsin ama senin ırkçılık yaptığın su götürmez bir gerçektir.
Tabi bu sadece Starr'la sınırlı değil, kitaptaki 'siyah' hemen herkes, 'beyaz' olanlara karşı olumsuz bir tutum içindeydiler. Babası, arkadaşları.. herkes. Evet, o polislerin nasıl davrandığı ortada ve onlar zaten hiçbir iyi düşünceyi hak etmiyordu ama ne olup bittiğinden haberi olmayan Chris'in, Maya'nın ya da atıyorum o basket takımındaki arkadaşının -adını hatırlayamadım şimdi- hiçbir suçu yoktu. Neden Khalil'i savunurken 'bir uyuşturucu satıcısı siyahiydi diye bütün siyahileri çetecilikle suçluyorsunuz' diyebiliyorken, tam tamına aynı şeyi kendisi yapıyordu?
O polislerin hayvanlığını neden gidip arkadaşlarına pay ediyordu?
Ayrıca kitapla ilgili şöyle de bir sıkıntım var ki kitap hiçbir yere varmadı. Khalil davasının sonucu bir şey ifade etmedi, polislerin ve ırkçılık yapan insanların tutumunda bir şey değişmedi. Olan tek şey, başka mahalleye taşınmalarıydı. Bu kadar şeyin bağlanacağı nokta bu muydu gerçekten? Ne oldu o protestoculara? O gösterilere ne oldu? Her şey nasıl bir anda bitti? O kadar korkulan King nasıl bir tutuklanmayla dert olmaktan çıktı? Onun çetesindekiler niye birden ortadan kayboldu? O adamlar King'in sadık elemanları değil mi, niye siz onları bir bela olarak görmediniz?
NİYE HİÇBİR ŞEY SONUCA BAĞLANMADI?
Bir de çeviriye değinip bitirmek istiyorum çünkü bu kitabın yorumunu yazmak bile modumu düşürüyor.
Yalan yok, kitabın ilk başlarında çeviri beni rahatsız etmiyordu. 'He iyi bari, kötü bir çevirisi yokmuş' diye düşünüyordum ki, yanıldığım ispatlanmak isteniyormuş gibi çeviri rezalet bir şeye dönüştü. Başlarda çevrilen küfürler ne olduysa bir anda 'lanet olsun' a çevrildi, ingilizce haliyle bir anlam ifade eden espriler ( bkz: Taco Bell / Taco Hell) çeviriyle silinip atıldı, 'F word' dendiği halde 'fuck' çevirisi 'lanet' olarak yapıldığı için 'L kelimesi' dendi. Her şeyi geçtim, burda durup 'ulan çok anlamsız oldu be' diye düşünmedi mi kimse?
Lanet demek ne ara küfür oldu arkadaşlar?
Üstelik bu, kitabın belli bir kısmından sonra olmaya başladı. Başlarda 'siktir' diyen kız sonradan 'lanet' demeye başladı, 'siktir' demesi gereken yerlerde üstelik. Ama bence en büyük rezillik, bazı yerlerde küfür çevirisinin internet/mesajlaşma dilinde yapılmış olmasıydı.
Konuşma dilinde geçiyorken.
KONUŞMA!
Sonra bana niye beğenmiyorsun diyorlar.
Benim görüşüme göre tamamen şişirilmiş ve aldığı ödülü nasıl aldığını anlamadığım bir kitap olduğu için, kimseye önermiyorum. Okuyup okumamak tamamen sizin tercihiniz.
He bir de, bir daha ödülüne güvenip kitap okursam ne olayım!
O kadar haklisin ki bende kitabı okudum ve abarttiklari kadar güzel değildi pekte anlamadim kitabı.
YanıtlaSilKendi savunduğu düşünceyle davranışları çelişen karakterlere sahipti kitap, bu noktada işleri çok karıştırdı.
SilYorumunuz için çok teşekkür ederim.
Hep içten içe düşünürdüm bunu sonunda dile getiren biri oldu da kabullenebildim...
YanıtlaSilGenelde çok sevildi kitap ancak ben hiç sevemedim 🤷♀️
Sil