PATRON - VI KEELAND / KİTAP YORUMU
Orijinal İsim: Bossman
Yazar: Vi Keeland
Çeviri: Tuba Özkat
Sayfa Sayısı: 312
İncelemek İçin: D&R
Puanım: 4.5/5
TANITIM
Chase Parker’la ilk tanıştığımda verdiğim ilk izlenim pek hoş sayılmazdı. Beraber yemeğe çıktığım adamdan beni kurtarması için restoranın tuvalet sırasında telefonla arkadaşımı arıyordum. Telefonda dediklerimi duyduğunda benim adi biri olduğumu söyleyip istememiş olmama rağmen tavsiyede bulunmuştu. Ona çenesini kapamasını söyledikten sonra beraber çıktığım adamın yanına geri dönmüştüm, o da beraber olduğu kadının yanına. Yanımızdan geçerken bana o muhteşem gülümsemelerinden biriyle baktı. Gece boyunca onun oturduğu tarafa kaçamak bakışlar atmaktan kendimi alamadım. Birkaç kez göz göze geldikten sonra beraber olduğu kadınla birlikte masamıza geldi ve eskiden beri tanışıyormuşuz gibi bir hikâye uydurup beni içinde bulunduğum durumdan kurtardı. O yemekten sonra Chase’i çok düşündüm. Bir ay sonra yeni işime başladığımda kendisinin patronum olacağını bilmiyordum tabii…
YORUM
"Seninle daha fazlasını istiyorum. Sana daha fazlasının ne olduğunun ya da bunun nereye gideceğinin sözünü veremem ama bu sadece fiziksel olmaktan çok öte. Seninle ilgili her şey ilgimi çekiyor. Akıllısın, dürüstsün, eğlencelisin, cesursun, biraz çatlaksın ve sebepsiz yere beni gülümsetiyorsun. Seni yatağımda istediğimi inkar etmeye hiç gerek yok. Bence o kısmı şimdiye kadar anlamışsındır. Ama bunu da istiyorum."
KAÇ PARA ULAN Bİ' CHASE PARKER?!
Patron, goodreads arkadaşlarımın updatelerini gördükçe içimin gittiği, tanıtım yazısından bile ne kadar eğleneceğimi görebildiğim, çevrileceğini öğrenince de deli gibi sevindiğim bir kitaptı ve hemen alıp okumak istiyordum. Ama gelin görün ki, kitabı hemen aldıktan sonra nedensiz bir şekilde okumayı erteleyip durdum.
Neden?
Hiçbir fikrim yok.
Çünkü bu kitap, ertelenmeyi hiç hak etmiyor.
Ama en sonunda 'madem 2017 bitiyor, bari aralık ayında güzel bir şeyler okuyayım da keyfim yerine gelsin' diyerek Patron'u listeme almış, listelere asla uymama alışkanlığımı da bozarak kitabı okumaya karar vermiştim. Üstelik canım @sedadraz'la beraber okuduğumuz için bu kararı bozmak söz konusu bile olmadı.
"Kıskandın."
"Kıskanmadım."
"Saçmalık."
"Neyse. Önemli değil."
"Benim için önemli."
"Neden?"
"Çünkü eğer kıskanıyorsan, sen benimle, benim de seninle olmak istediğim kadar olmak istiyorsun demektir."
Chase Parker'ı tanımlamak için bir tek kelime seçmem gerekseydi, büyük ihtimalle oturup düşünmem için beş dakika izin isterdim.Aynı şuan bu paragrafa başlamak için 5-6 dk durup duraksadığım, Chase'i nasıl anlatacağımı çözmeye çalıştığım gibi. Çünkü zaten Chase çok yönlü ve önce hangi yönünden bahsedeceğime karar veremediğim bir karakterken, bir de kitabı okumamın üzerinden uzun zaman geçti. Doğal olarak o ilk bitirdiğim andaki duygularım biraz körelmiş durumda ve 'şundan şundan yorumda bahsedeceğim' dediğim noktaları unutmuş bir haldeyim. O yüzden büyük ihtimalle yorumu bitirip yayınladıktan sonra 'ahh ulaaan, bunu da yazacaktıııım' diye aklıma gelecek bir sürü nokta olacak.
Ama şimdi, gelelim Chase'e.
Ben uzun süredir hem bu kadar komik, hem bu kadar düşünceli hem de bu kadar duygusal olan bir karakter okumamıştım ve okuyunca anladım ki, buna ihtiyacım varmış. Hiç yoktan hikayeler uydurma ve bunlara herkesi inandırabilme becerisi olan, kendine has mizahıyla etrafındaki insanları, ve sizi kıkırdatabilme özelliğine sahip mükemmel bir adamdı. Tek bir kelimeyle bile yüzünüze gülümseme kondurabiliyordu ve adamın enerjisinin sayfalardan taştığını hissedebiliyordunuz.
Üstelik bütün bunların yanında duygularını yaşayabilen, hissettiklerini çözemediği zamanlarda bile bir şeyler hissediyor oluşunu inkar etmeyen, istediği şey için elinden geleni yapan bir adamdı. Reese'in peşinden koşarken ve onu aralarındaki çekime karşı pes ettirmeye çalışırken o kadar tatlıydı ki! Kitabı okumaya vakit bulabildiğim anlarda-çünkü maket belasıyla uğraşıyordum ve neredeyse hiç vakit ayıramıyordum- sayfaları çevirdikçe Chase'e olan sevgim daha da arttı. İmaları, hoşuna giden bir şey olunca muzip muzip sırıtışı, çevresindeki herkesi etkileyen karizması!Mükemmeldi, mü-kem-mel.
"Geri çekildiğimde Chase öne çıktı ve beni çekip sarıldı. Martin'le yaptığımız dostane sarılmanın aksine, Chase beni bütün bedenine yapıştırdı. Tanrım, ne güzel bir histi. Sonra çok garip bir şey yaptı... Uzun saçımı eline birkaç defa doladı ve yumruğunu sıktı, başımı geriye doğru çekti. Başımı kaldırıp ona baktığımda gözleri dudaklarımda oyalandı ve kısa bir an için, beni öpeceğini düşündüm.
Sonra eğilip alnımı öptü."
Ağağağağağ bu hareketin ne kadar güzel olduğunun farkında mısınız?!
Reese için kurulabilecek en net cümle şu:
BU NE İRADE BE KARDEŞİM!
Reese yetenekli ve akıllı bir karakterdi ve haklı sebeplere dayanarak patronuyla duygusal bir ilişkiye girmek istemiyordu. Aldığı kararların arkasında dik bir şekilde durabiliyor ve onları uygulamak konusunda katı bir dirence sahip oluyordu ki bu Reese'de en sevdiğim özelliklerden biriydi. Kadın söz konucu Chase'ken bile, adamı patronu olmasından önce tanıyıp çoktan ondan etkilenmiş ve bunu kabullenmişken bile, sırf patronu oldu diye ondan uzak durmayı başardı be! Chase'in yaptığı bütün o imalara, peşinden koşup durmasına ve o ısrarlarına karşı koyabildi, doğru olduğuna inandığı şeyi yapmak için hoşlandığı adamdan uzak durabildi ve bence bu, Reese'in ne kadar iradeli olduğunun en büyük kanıtı.
Üstelik bütün o 'evi kontrol etme' takıntısıyla o kadar gerçekti ki, idealleştirilmiş karakterler sıralamasına girmiyordu ve bu özelliğinin çeşitli türevlerini, günlük hayatta çok sık bir şekilde görebilirsiniz. Bu da Reese'i gözümde çok daha gerçek yapıyordu.
Ayrıca Chase'in kendisine inanmadığı anlarda bile ona inanıyor, onu üzüntüsünden çekip çıkarabilmek için kendi yaralarını ona açıyor, düşünmeye bile korktuğu geçmişini ona anlatıyordu. Hayatında kötü şeyler olmuş ve bunu engelleyememiş tek kişinin Chase olmadığını, engelleyemedikleri bu olayların onları suçlu yapmadığını Chase'e gösteriyordu ve bu çok güzeldi. Chase'e olan aşkının ikisini de iyileştirmesini okumak çok güzeldi.
Kitapla ilgili tek sıkıntım, dead-ex olayına girmiş olmasıydı çünkü ben cidden 'ölmüş eski sevgili' olayının hikayeye eklenmesini sevmiyorum. Ölen kişi doğal olarak arkasında bir enkaz bırakıyor ve o insanın birisini tekrar sevmesini okurken şunu düşünmeden duramıyorsunuz:
Gerçekten o ölümü atlattı ve yeniden sevmeye başladı mı? Yoksa hala o ölen kişiye mi aşık?
Bu düşünce de beni çok sıkıyor ve her ne kadar Chase'in aşkından emin olsam bile, bu kitapta bu detayın işlenmesinden hoşlanmadım. Neden yani? Eğlenceli bir adama duygusal bir yön vermek için böyle bir drama ne gerek var? Chase'in girdiği o ruh hali, 'ben hatalıyım' düşüncesiyle kendisini her şeyden geri çekmesi, herkesi hatta Reese'i bile bir noktada kendinden uzaklaştırması o kadar sinirimi bozdu ki, 'NE GEREK VARDI?' deyip duruyordum.
Bu konu dışında kitapta beni rahatsız eden bir şey yoktu çünkü zaten çok eğlenceliydi, yazarın dili akıcıydı ve çeviri ciddi anlamda iyiydi. Bazı kitaplarda 'keşke orijinalini okusaydım' dediğim oluyor ama Patron'da bu hiç olmadı.
Eğer slumptaysanız sizi çekip çıkaracak, değilseniz de sizi cidden eğlendirecek ve daha ilk sayfayı okuduğunuz anda enerjinizi yükseltecek bir kitap arıyorsanız, Patron mükemmel bir seçim olacaktır.
"Kıskandın."
"Kıskanmadım."
"Saçmalık."
"Neyse. Önemli değil."
"Benim için önemli."
"Neden?"
"Çünkü eğer kıskanıyorsan, sen benimle, benim de seninle olmak istediğim kadar olmak istiyorsun demektir."
Chase Parker'ı tanımlamak için bir tek kelime seçmem gerekseydi, büyük ihtimalle oturup düşünmem için beş dakika izin isterdim.Aynı şuan bu paragrafa başlamak için 5-6 dk durup duraksadığım, Chase'i nasıl anlatacağımı çözmeye çalıştığım gibi. Çünkü zaten Chase çok yönlü ve önce hangi yönünden bahsedeceğime karar veremediğim bir karakterken, bir de kitabı okumamın üzerinden uzun zaman geçti. Doğal olarak o ilk bitirdiğim andaki duygularım biraz körelmiş durumda ve 'şundan şundan yorumda bahsedeceğim' dediğim noktaları unutmuş bir haldeyim. O yüzden büyük ihtimalle yorumu bitirip yayınladıktan sonra 'ahh ulaaan, bunu da yazacaktıııım' diye aklıma gelecek bir sürü nokta olacak.
Ama şimdi, gelelim Chase'e.
Ben uzun süredir hem bu kadar komik, hem bu kadar düşünceli hem de bu kadar duygusal olan bir karakter okumamıştım ve okuyunca anladım ki, buna ihtiyacım varmış. Hiç yoktan hikayeler uydurma ve bunlara herkesi inandırabilme becerisi olan, kendine has mizahıyla etrafındaki insanları, ve sizi kıkırdatabilme özelliğine sahip mükemmel bir adamdı. Tek bir kelimeyle bile yüzünüze gülümseme kondurabiliyordu ve adamın enerjisinin sayfalardan taştığını hissedebiliyordunuz.
Üstelik bütün bunların yanında duygularını yaşayabilen, hissettiklerini çözemediği zamanlarda bile bir şeyler hissediyor oluşunu inkar etmeyen, istediği şey için elinden geleni yapan bir adamdı. Reese'in peşinden koşarken ve onu aralarındaki çekime karşı pes ettirmeye çalışırken o kadar tatlıydı ki! Kitabı okumaya vakit bulabildiğim anlarda-çünkü maket belasıyla uğraşıyordum ve neredeyse hiç vakit ayıramıyordum- sayfaları çevirdikçe Chase'e olan sevgim daha da arttı. İmaları, hoşuna giden bir şey olunca muzip muzip sırıtışı, çevresindeki herkesi etkileyen karizması!Mükemmeldi, mü-kem-mel.
"Geri çekildiğimde Chase öne çıktı ve beni çekip sarıldı. Martin'le yaptığımız dostane sarılmanın aksine, Chase beni bütün bedenine yapıştırdı. Tanrım, ne güzel bir histi. Sonra çok garip bir şey yaptı... Uzun saçımı eline birkaç defa doladı ve yumruğunu sıktı, başımı geriye doğru çekti. Başımı kaldırıp ona baktığımda gözleri dudaklarımda oyalandı ve kısa bir an için, beni öpeceğini düşündüm.
Sonra eğilip alnımı öptü."
Ağağağağağ bu hareketin ne kadar güzel olduğunun farkında mısınız?!
Reese için kurulabilecek en net cümle şu:
BU NE İRADE BE KARDEŞİM!
Reese yetenekli ve akıllı bir karakterdi ve haklı sebeplere dayanarak patronuyla duygusal bir ilişkiye girmek istemiyordu. Aldığı kararların arkasında dik bir şekilde durabiliyor ve onları uygulamak konusunda katı bir dirence sahip oluyordu ki bu Reese'de en sevdiğim özelliklerden biriydi. Kadın söz konucu Chase'ken bile, adamı patronu olmasından önce tanıyıp çoktan ondan etkilenmiş ve bunu kabullenmişken bile, sırf patronu oldu diye ondan uzak durmayı başardı be! Chase'in yaptığı bütün o imalara, peşinden koşup durmasına ve o ısrarlarına karşı koyabildi, doğru olduğuna inandığı şeyi yapmak için hoşlandığı adamdan uzak durabildi ve bence bu, Reese'in ne kadar iradeli olduğunun en büyük kanıtı.
Üstelik bütün o 'evi kontrol etme' takıntısıyla o kadar gerçekti ki, idealleştirilmiş karakterler sıralamasına girmiyordu ve bu özelliğinin çeşitli türevlerini, günlük hayatta çok sık bir şekilde görebilirsiniz. Bu da Reese'i gözümde çok daha gerçek yapıyordu.
Ayrıca Chase'in kendisine inanmadığı anlarda bile ona inanıyor, onu üzüntüsünden çekip çıkarabilmek için kendi yaralarını ona açıyor, düşünmeye bile korktuğu geçmişini ona anlatıyordu. Hayatında kötü şeyler olmuş ve bunu engelleyememiş tek kişinin Chase olmadığını, engelleyemedikleri bu olayların onları suçlu yapmadığını Chase'e gösteriyordu ve bu çok güzeldi. Chase'e olan aşkının ikisini de iyileştirmesini okumak çok güzeldi.
Kitapla ilgili tek sıkıntım, dead-ex olayına girmiş olmasıydı çünkü ben cidden 'ölmüş eski sevgili' olayının hikayeye eklenmesini sevmiyorum. Ölen kişi doğal olarak arkasında bir enkaz bırakıyor ve o insanın birisini tekrar sevmesini okurken şunu düşünmeden duramıyorsunuz:
Gerçekten o ölümü atlattı ve yeniden sevmeye başladı mı? Yoksa hala o ölen kişiye mi aşık?
Bu düşünce de beni çok sıkıyor ve her ne kadar Chase'in aşkından emin olsam bile, bu kitapta bu detayın işlenmesinden hoşlanmadım. Neden yani? Eğlenceli bir adama duygusal bir yön vermek için böyle bir drama ne gerek var? Chase'in girdiği o ruh hali, 'ben hatalıyım' düşüncesiyle kendisini her şeyden geri çekmesi, herkesi hatta Reese'i bile bir noktada kendinden uzaklaştırması o kadar sinirimi bozdu ki, 'NE GEREK VARDI?' deyip duruyordum.
Bu konu dışında kitapta beni rahatsız eden bir şey yoktu çünkü zaten çok eğlenceliydi, yazarın dili akıcıydı ve çeviri ciddi anlamda iyiydi. Bazı kitaplarda 'keşke orijinalini okusaydım' dediğim oluyor ama Patron'da bu hiç olmadı.
Eğer slumptaysanız sizi çekip çıkaracak, değilseniz de sizi cidden eğlendirecek ve daha ilk sayfayı okuduğunuz anda enerjinizi yükseltecek bir kitap arıyorsanız, Patron mükemmel bir seçim olacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder