AŞKIN ŞARKISI - KYLIE SCOTT / KİTAP YORUMU







Orijinal İsim: Lead
Yazar: Kylie Scott
Çeviri: Tuğçe Nida Sevin
Sayfa Sayısı: 400
İncelemek İçin: D&R
Puanım: 5/5




TANITIM

Stage Dive'ın vokalisti Jimmy her istediğini, her istediği anda elde etmeye alışmıştı; bu ister içki, ister uyuşturucu, ister kadın olsun. Fakat sonu gelmeyen taşkınlıkları hem kendisi hem de grup için bir felakete dönüştüğünde Jimmy ipleri yeniden eline almak zorunda bırakılmış ve onu beladan uzak tutacak yeni asistanı Lena'yla karşı karşıya kalmıştı. 

Lena, seksi rock yıldızının zırvalıklarına boyun eğmeye niyetli değildi ve aralarındaki çekime rağmen ilişkilerini tamamen profesyonel seviyede tutmaya kararlıydı. Fakat Jimmy sonunda Lena'yı fazla zorlayarak kaçırmayı başardığında, belki de başına gelen en iyi şeyi kaybetmiş olacaktı… 



YORUM

"Benden nefret etme Lena," diye fısıldadı. "Aptalca şeyler yaptığımda bana kızmak istiyorsan, sorun yok. Ama benden asla nefret etme. Buna katlanamam, senden olmaz."

YA ALLAH AŞKINA BANA BİR JİMMY YOK MU YA?! LÜTFEN!

Ah Lena ah, ne şanslı kadınsın ulan!

Jimmy'yi serinin ilk kitabında tanıdığımızda pisliğin önde gideniydi. Onun için çok fazla sahne yazılmamış olsa da bunu görebilmemize yetmişti. Ama o ilk sahnesinde bile takım elbisesiyle dikkatimi çekmişti.

Eh, takım elbise arkadaşlar.. Bir de Jimmy..

Serinin bundan önceki kitaplarında Jimmy'nin genel hali duygusuz ve soğuk olarak gösteriliyor, adamın en fazla birkaç kez David ve Evelyn'e gülümsediği anlatılıyordu. Ama bu kitabı okuduğunuzda adamın ne kadar hassas, duygusal ve kırılgan olduğunu görebiliyorsunuz. Net bir şekilde söylüyorum, serinin diğer erkekleri Jimmy aşkımın yanında halt etmiş!

Goodreadste okuduğum birkaç yorumdan sonra, aslında bu kitabı bu kadar seveceğimi düşünmemiştim. Herkes en çok ikinci kitabı sevmişken ve o kitap beni bir parça hayal kırıklığına uğratmışken Jimmy için pek fazla ümitlenemiyordum. Biraz kuşkulu ve endişeliydim, ama bütün bu hislerimin ne kadar gereksiz olduğunu, Jimmy'nin insanı kendine nasıl kolayca aşık edebildiğini ve okuduğunuz her sayfada bu aşkı nasıl büyüttüğünü gördüm. Ve bu kitap, benim için serinin en güzel kitabı oldu. Serinin son kitabını henüz okumamışken bile bunu söyleyebiliyorum, gerisini siz düşünün.

Kitabı okumaya başladığımda aynı zamanda hem ders seçimleri, proje kurası falan gibi konular yüzünde okulla uğraşıyordum hem de bizim okul erken açıldığı için günlerim gidip gelme ve derslerin onayını halletmeyle geçiyordu. Bu yüzden de gün içerisinde değil sadece geceleri okuyabiliyordum. Ve kitaba o kadar bağlanmıştım ki, sürekli elim telefona gidiyor, 'şu işler bitse de okusam' deyip duruyordum. En nihayetinde kitap bittiğinde, resmen kalbim Jimmy'nin ellerindeydi.

"Özür dilerim," dedi, yüzünü saçlarıma gömerek. "Seni incittiğim için ölesiye üzgünüm. Seni seviyorum, Lena. Çok fazla."

Eh be adam sen nasıl güzelsin.

Jimmy, kitabın ilk sahnesinden itibaren beni kendine aşık etmeye başlamıştı. Bütün o yaraları, soğuk görünüşünün altındaki acı çeken adam, kendisine sevgi konusunda hiç güven duymaması, hiç kimseye güvenmeyişi... Ki ben adamın soğuk ve etrafa negatif enerji yaydığı hallerini bile çok seviyorum, bir de o kırılgan ve hüzünlü adamı tanıyınca nasıl bir hale geldiğimi anlatmaya gerek yok herhalde. Okuduğum her sayfa Jimmy'ye aşık olmama sebep oldu.

Kitaptaki herkes ona pimi çekilmiş bir bomba gibi davranıyor, patlamasına ya da kendini kaybetmesine ramak kalmış gibi hareket ediyordu ama ne kadar çabaladığını okudukça bunun gereksiz olduğunu çok iyi görüyorsunuz. Evet, önceden uyuşturucu ve alkol sorunu vardı, hala bu bağımlılığı atlatmaya çalışıyor ve sinirini kontrol edemediği anlar oluyordu ama şeker yemesi yasaklanan küçük bir çocuk değildi, sorumluluklarını ve yapması gerekenleri biliyordu. Kendini kaybetmeye ramak kaldığında diğerlerinden uzaklaşıyor, kendini odaya kapatıyor ve sinirine hakim olmaya çalışıyordu. Alkol sorununu atlatmaya çalışan bir adamın yanında duruma uygun davranan ve bu konuda hassas olan tek kişi Lena'ydı ki Jimmy'nin, yanında içki içilmesiyle ilgili bir sorunu yoktu ve Lena'ya da 'yanımda içebilirsin, sorun yok' diyordu. Ama diğerleri hem hassas davranmayıp hem de adamın patlamasından, kafası bozulunca bir şeyler içmesinden ya da çekmesinden endişelenince benim sinirim bozuluyordu.

Adam gayet iyi gidiyordu, bunu bir kabul etsek?

"Sanki başarıyı hak etmediğini düşünüyormuş gibiydi, bu yüzden daha büyük başarılar geldikçe, o daha hızlı kaçmaya başladı."
"Bunları bana neden anlatıyorsun?"
"Çünkü şu anda senden kaçıyor. Senden ödü patlıyor Lena."

Üstelik o kadar kırılgandı ve acı çekiyordu ki, diğer kitapları okurken Jimmy'nin hikayesinin böyle çıkacağını asla düşünmezdim. Sevgiden uzak durması, insanlara güvenmemesi ve kendini hep geri çekmesi çok mantıklıydı. Annesiyle yaşadığı sorunlar ve onu her zaman sevip kollaması gereken insanların onun hayatını mahvetmesi göz önünde bulundurulunca, etrafa yaydığı bu negatiflik ve kendisini her şeye kapaması çok yerindeydi. Uyuşturucu ve alkol sorunu vardı, evet ama bunlara en başında bile eğlence için değil, bir başkaldırı ve acılarından uzaklaşmak için başlamıştı. Bütün hayatı boyunca yalnız olmuştu ve bu öylesine bir yalnızlık değildi. Kardeşini korumak için yaptıkları - ki bunların çoğundan David'in haberi bile yoktu- ve bu yüzden çektiği acıların onda yarattığı tahribat Jimmy'yi yerle bir etmişti. Adam tabi ki kendisini herkesten uzak tutacak ve acı çekmemek için bir savunma mekanizması oluşturacaktı. Tabi ki Lena'nın sevgisi onun savunma hattında kırmızı alarm çaldıracaktı. Bu konuda dibine kadar haklıydı.

"Üzgünüm. Başka hiç kimseyi istemiyorum. Sen benim için her şeysin Lena. Hiç kimse için böyle hissetmedim daha önce. Bunu bilmene ihtiyacım var. Bunu anlamalısın, tamam mı?"

AĞAĞAĞAĞĞĞĞ

Üstelik bütün bunlara rağmen, Lena'yı kıskanması ve ondan uzak duramamsı o kadar tatlıydı ki! Lena'nın ona olan hisleri geçsin diye ona başkalarıyla randevu ayarlıyor ama ya kendini o randevuya da dahil ediyor ya da adamı sorgulamaya başlıyor, Lena eve dönene kadar da onu bekliyordu. Her başarısız randevuda bir yenisini ayarlamaya çalışıyor ama Lena aynı adamla ikinci kez çıkacak kadar birisiyle anlaşınca da sinir oluyor ve bunu göstermekten de geri durmuyordu. Bu kıskançlıklarına resmen bayılıyordum!


Bütün hödüklüğüne rağmen Lena'nın ağzından çıkan her sözcüğü dinliyor, onun fikirlerini dikkate alıyor ve onu mutlu edebilecek şeyleri ufak ya da büyük fark etmeden yapmaya çalışıyordu. Aşık olduğunu fark etmeden bile ona ihtiyaç duyduğunu kabul ediyor, bunu belirtiyor ve Lena'yla olan iletişimine değer veriyordu.

"Mal'in içimde harekete geçiremediği her neydiyse bu herif kolayca yapmıştı. Her şey bir an için durdu, nabız atışım hariç; o adeta kulaklarımda atıyordu. Adam tıpkı yıldızlar gibi güzeldi."

Eğer bu kitabın bendeki yerini özetleyecek bir alıntı yazmamı isteseydiniz, o da bu olurdu.

Lena, bütün kitap boyunca mantıklı davranmayı başarabilen nadir karakterlerden biriydi ve son zamanlarda böyle karakterlere hasret kaldığım düşünülürse, benim tam da ihtiyacım olan şeydi. Durumları gözden geçiriyor, nasıl davranması gerektiğiyle nasıl davranmak istediği arasındaki çizgiyi koruyor ve gereken durumlarda, kendisini ve gururunu korumak için her şeyi yapıyordu. Jimmy için olan hislerini bile onun iyi ve mutlu olması için arka plana atıyor, sırf duyguları yüzünden profesyonellikten uzaklaştığı için işi bırakıp gitmeye kalkıyordu. Net, sağlam ve kararlı bir iradesi vardı ki buna bayıldım.

Jimmy'ye destek olmak için, zorunda olmadığı halde içki içmiyor, Jimmy kendisini çevreye kapayıp ortamdan uzaklaştığında bile onun peşinden giderek sakinleşene kadar uğraşıyor, kendini yalnız hissetmesine asla izin vermiyordu. Kalbi kırıldığında, aşkı yüzünden acı çektiğinde bile kontrolü elden bırakmıyordu. İş tanımı sadece Jimmy'nin alkol ve uyuşturucudan uzak kalmasını sağlamak olsa bile ona aynı zamanda psikolojik destekte bulunuyor, çevresindekilerle olan iletişiminde ona yardımcı oluyor ve kendisine ihtiyaç duyduğu her anda yanında oluyordu. Ayrıca Jimmy'nin sağlam iradesini ve ne kadar çok çabaladığını, çektiği bütün zorlukları ve geçmişte yaşadığı olayların onda bıraktığı yaraları sadece o görüyordu.

"Onun için bir şeyler hissetmiyordum. Hissedemezdim, asla. Geçmişte uygunsuz, dengesiz ve düpedüz suçlu göt heriflere aşık olmuş olabilirdim ama o dönem kapanmıştı. Özellikle de dengesiz ve göt herifler kısmı. Onun için bir şeyler hissediyor olabilmem mümkün değildi. Ben cidden olgunlaştım ya da ona benzer bir bok, değil mi?
En yakın duvara doğru yıkıldım. "Siktir."

Ayrıca duygularını çabucak ve çok iyi bir şekilde kabul etti. Kitabın yarısına kadar süren anlamsız inkarlar, kendini geri çekmeler, uzaklaşma ihtiyacı duymalar falan yoktu. Ona aşık olmaması gerektiğini biliyordu ama aşık olduğunda ve hislerini sorguladıkça bunu kabul etmemek gibi bir duruma girmedi, aksine duygularını sindirme ve onlarla yaşama işine koyuldu. Daha en başında bile, hislerindeki değişiklikleri görüyordu, sadece adını bulamıyordu ve Jimmy ile o güne kadar olan ilişkisini göz önünde bulundurduğunda, aşık olmasının imkansız olduğunu düşünmesi çok mantıklıydı. Ama bu durumda bile hislerini fark edince kendini geri çekmedi.

"Jimmy Ferris gibi bir adama aşık olmaktan bir anda vazgeçemezdiniz."

Söylemem gerekir ki, arada bir Jimmy'nin karşısında iradesini kaybedip duruyordu ve ben bu durumdan çok hoşlanmam ama yine de söz konusu adamın Jimmy olduğunu düşünmek durumu biraz olsun kurtarıyordu. Hem aptalca da davranmıyordu ki olay ciddi tartışmalara geldiğinde kendi düşüncesini savunuyordu. Gerekirse Jimmy'ye bağırıyor, onunla kavga ediyordu. Sinirlendiği zaman onu görmezden gelebiliyor, Jimmy hatasını anlayana kadar da bu davranışını sürdürebiliyordu. Ve bu çok güzeldi çünkü bu karakteri onu aptal aşıklardan ayırıyordu.

Kitabı o kadar sevdim ki, Jimmy ve Lena'nın hatalarını ve ettikleri kavgaları bile severek okuyordum. Birbirlerine karşı gelişleri, sinirle söyledikleri sözler ve ikisinin de birbirini kırabiliyor olması çok güzeldi. Evet bunları seviyorum çünkü bu hem olayları daha gerçekçi kılıyor hem de sadece tek tarafın kırıldığı ve sinirimi bozan kitaplara dönmüyordu. Böyle olması çok daha güzeldi.

Evet, okurken takıldığım ve 'şöyle olsa daha iyi olurmuş' dediğim noktalar da vardı. Mesela Jimmy'nin aşık olduğunu kabulleniş sahnesi biraz acele yazılmış gibi gelmişti, üstelik annesinin sorunu da bir anda yok olmuştu ve son durumu öğrenememiştik, ama bunlar için puan kırmaya gönlüm el vermezdi. Uzun süredir 5 yıldız verdiğim bir aşk kitabı yoktu, beni kendisine bu kadar aşık edebilen bir karakter olmamıştı ve davranış şeklini cidden onayladığım bir kadın karaktere de hasrettim. Üstelik bittikten sonra 'neden bittin ki?!' diye üzüldüğüm bir aşk romanı okumayı da çok özlemiştim. Şimdi nasıl puan kırayım?

Tek diyebileceğim, Jimmy'yle tanışın. Gerisini zaten o halleder.

Yorumlar

Popüler Yayınlar