SEVDİĞİM TÜM ERKEKLERE - JENNY HAN / KİTAP YORUMU






Orijinal İsim: To All The Boys I've Loved Before
Yazar: Jenny Han
Çeviri: Gizem Yeşildal
Sayfa Sayısı: 360
İncelemek İçin: D&R
Puanım: 3/5





TANITIM

Ya şimdiye dek âşık olduğunuz her erkek onlar hakkında ne düşündüğünüzü öğrenseydi?.. Hem de hepsi aynı anda!

Lara Jean aşk mektuplarını annesinin verdiği bir şapka kutusunda saklıyordu. Bunlar başkasından aldığı mektuplar değil, kendi yazdıklarıydı. Sevdiği her çocuk için bir; toplam beş tane. Yazarak kalbi ile ruhundakileri dışarı dökebiliyor ve gerçek hayatta asla söyleyemeyeceği duyguları mektuba aktarabiliyordu çünkü onları sadece kendisi görecekti. Tabii bu gizli mektuplar postalanınca durum değişti ve böylece Lara Jean'in hayali aşk hayatı birdenbire kontrolden çıktı...

YORUM

"Yüz sene önce on sekiz yaşındaki erkekler süngülerle, hayatları pahasına savaşıyorlardı. Bizim yaşımıza gelene kadar bir sürü şey yaşıyorlardı. Günümüzdeki gençler aşk ve yaşam hakkında ne biliyorlar ki?"

Sevdiğim Tüm Erkeklere, birkaç ay önce orijinal dilinden okumaya başladığım ama sonra bıraktığım bir kitaptı ve bu ay okuyana kadar orijinalinden okuma fikrimi destekliyordum. Çünkü hem dili kolaydı hem de çabuk okunuyordu ve ingilizce okumama katkı sağlar diye düşünmüştüm.

Ama gittim çeviriyi okudum, bravo bana khfkj

Şu sıralar çerezlik kitapları tüketme eğilimindeyim, o yüzden bu eğilimin ilk seçimi STE oldu.

İngilizce halinden yaklaşık 80 sayfa okuduğum için, yazarın şimdiki zaman eki kullanması bir süre sonra rahatsız etmemeye ve doğal gelmeye başlamıştı ama çeviriyi okurken sanki bir şeyler eksikmiş gibi hissettim.Sanki cümlelerin arasındaki uyum bana bazı yerlerde yetersiz gelmişti ve durup 'acaba ingilizce mi devam etseydim?' diye düşündürmüştü. Sadece ben mi böyle hissettim yoksa bu kitabın verdiği genel bir his mi bilemiyorum. O yüzden eğer okuduysanız ve böyle hissettiyseniz lütfen aşağıya yazın!

"Bir erkeğin üzerinde böylesine bir güce sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu merak ettim. Bunu isteyeceğimi sanmıyordum. Bunu isteyeceğimi sanmıyordum; birinin kalbini elinizde tutmak çok fazla sorumluluk gerektiriyordu."

Bana kalırsa, Lara Jean kendi ayakları üzerinde durabilen bir karakter değildi ve onu sevmememin en önemli sebeplerinden biri de bu. Sürekli ablası Margot'un onayına ihtiyaç duyuyor, her şeyi ona sorarak yapıyor ve aslında onsuz hiçbir şey yapmıyor. Bir olay olsa, 'Margo ne yapardı?' diye düşünüyor ama küçük kardeşi Kitty'ye de örnek olmak istiyor.Bence bunu böyle yapamaz.Kimse böyle bir düşünceyle hareket ederken birilerine örnek olamaz. Kitty'nin zaten Margot'su var, neden ona ikinci bir Margot yerine bir Lara Jean vermeye çalışmıyor? Neden her sorunda 'Margot ne yapardı?' diye soruyor ve 'Lara Jean ne yapardı?' sorusunun oluşturulmasını engelliyor?

Şimdi ablasını örnek almasında ne anormallik olduğunu soracaksınız ama bahsettiğim şey 'Bu akşam yemek pişirmeye vaktim olmadı.Margot olsa asla böyle yapmazdı.' gibi noktalara ulaşıyor. Allah aşkına! Evet, kendinizden büyükleri özellikle de kardeşlerinizi kendinize örnek alırsınız, bu gayet normal. Biz de üç kız kardeşiz ve ben de aynı Lara Jean gibi ortanca olanım, ama ayaklarım yere basıyor ve ablamı örnek alıyorum, kopyalamıyorum. Lara Jean resmen kendi karakterini bastırıyor ve Margot olmaya çalışıyordu ki bu durum, anlattığım üzere, hiç hoşuma gitmedi.


"Sana... sana çok bakıyor, Lara Jean. Sen dikkat etmiyorken. İyi vakit geçirip geçirmediğini görmek için bakıyor."

Peter Kavinsky ise, kitapta en sevdiğim karakterdi (zaten iki kişi sevmiştim ve bunlardan diğeri Kitty.) ve onu okumak gerçekten zevkliydi. Bana kalırsa, bu kitaptaki en dürüst kişiydi ve ne biliyor musunuz, diğerlerinin hiçbir ithamını hak etmiyordu. Lakros oynadığı ve okulun popüler çocuğu olduğu için herkes bir 'ona güvenilmez. Sen daha iyilerini hak ediyorsun.' modundaydı ve bu çok saçmaydı çünkü hiçbirisi dönüp kendine bakmadı ve Peter'ı tanımıyorlardı bile. Dürüsttü, eğlenceliydi, kimsenin arkasından konuşmuyordu ve kimseye kötü davranmıyordu, Lara Jean'i incitmiyordu ama herkes çocuğu düşman bellemiş resmen, kötüleyip duruyordu.

Size ne?

Üstelik Lara Jean de Peter'a hiç güvenmiyordu ve sürekli 'Benimle konuşuyor ama koridorda Gen ile yürüyordu, şuan bana bakıyor ama Gen'i sevdiğini biliyorum' modundaydı. Pardon da bebeğim, sen Peter'la konuşurken bile Josh'a olan aşkını düşünüyordun? Ne bu hareketler? Ayrıca çocuk Gen'i bitirdiğini ve atlatmak istediğini de söyleyip duruyordu, sen habire konusunu açıyordun ama Peter Josh'ın hareketlerinden bahsedince 'Saçmalama Peter.' demeye başlıyordun. Ne bu çifte standart?

Tamam, onun da hataları vardı ve her hareketini de onaylamıyordum ama birisini bu kadar çok yargılamadan önce insan bir kendine bakmalı diye düşünüyorum. Lara Jean hatalarını görmek yerine Peter'ınkilere odaklanıyordu. Neyse ki diğer herkes Peter'ı kötülerken birazcık da olsa çocuğun yanında yer alabildi.

Margot ise sürekli Lara Jean'i yönlendiriyordu ama bunu doğru olmayacak kadar sık yapıyordu. Yaptığı şeyi sorguluyor, sonra da başka türlü yapsaydı daha iyi olacağını söylüyordu ve doğru olanın da kendi bildiği şey olduğuna emin gibi davranıyordu. 'İyi iş, Lara Jean!' dediği tek bir cümle geçmedi ve ben bile, Lara Jean'e karşı bu kadar katı değildim.

Sezar'ın hakkı Sezar'a.


Josh'ı ise samimi bulamadım çünkü bir süre sonra, her sohbet girişimi Peter'ı sormak ve ona laf sokmakla sonlanıyordu. Üstelik Lara Jean'e karşı değişen hareketlerinin sebebini de 'Song kızlarının arasındaki tek erkek olma' isteği ve Peter'ın bunu değiştirmesinden doğan kıskançlığı olarak görüyorum. Evet bazı yerlerde onun da gruba katılabilmesini ve dostça vakit geçirebilmelerini istedim ama bu anlar çok nadirdi.


Hızlı okunuyor ve kafa yormuyordu, hatta belki bir ölçüde tatlı bir kitaptı ama ayılıp bayıldığım bir kitap olmadı. Slumptan çıkaracak, çabuk bitirebileceğiniz ve karmaşık olmayan bir kitap arıyorsanız bence bir şans verebilirsiniz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar